15 49.0138 8.38624 1 0 4000 1 https://irmikoloji.com 300 true 0

Sandal

0 Yorum

Başlıyoruz…

Şöyle bağdaş kurup karşılıklı sohbet eder gibi dökmek istiyorum içimi bu sayfaya. Umarım kendimi iyi ifade edebilirim.

İnsan bazen geçmişte yaşadığı duygulara özlem duyuyor. İyi olanlar bir yana, kötülere bile… Mesela “Başlarken” yazısında yer alan her kelimeyi, içimi döküşümü, o cümleleri dışa vurmama sebep olan duyguları, o zamanki hayatımı o kadar merak ediyorum ki… Mutluyken sanki bir başkasının defterini okuyormuşum gibi yabancı kalıyor o satırlar, sonra yine o cümlelere çıkıyor hayatımın yolu.

“Nefes alıyorum suyun en derinlerinde ve gök başıma iniyor.”

Eğer bir şansım olsaydı geçmişe dönmek için, -ufacık bir an olsa bile- o gün bu satırları yazan halimi görmek isterdim. İçinde bulunduğum durum her neyse duygularımı tekrar bu kadar derinden hissetmek isterdim.

Şimdi nasıl mı hissediyorum?

Savruluyor gibi…
Denizin ortasında bir sandaldayım da küreklerimi kaybetmişim gibi.

Rüzgara kızıyorum, küsüyorum hatta ama ilerlemek için tek şansımın o olduğunu da biliyorum içten içe.

Kaybettiğim, belki de hiç sahip olmadığım o kürekleri arıyorum büyük bir çabayla. Neye benzediğini bile bilmiyormuşum gibi geliyor bazen. Suyun üstünde yüzen ne bulursam bir ümit uzatıyorum ellerimi ona doğru.

Hiçbir şey kalmıyor elimde. Çabalıyorum bolca, serap denilecek hayallere dalıyorum. Sonra yorgun düşüp rüzgarın sakin sakin salladığı sandalımda uyuyakalıyorum.

İşin aslı, önümde duran bu manzarayı seviyorum. Her koşulda gölgesiyle yanımda olan ağaçları, şekilleriyle hayal gücümü ayakta tutan bulutları, içimi ısıtan sıcacık güneşi, kuş cıvıltılarını… Zamanla; tüm çabama rağmen o kürekleri bulamamış olmak, rüzgarla barışmama sebep oluyor. Bu sandalda tek başıma olduğumu kabul ediyorum. Yanımda olan şeylerin varlığını daha büyük bir sevgiyle karşılıyorum.

Bu döngü böyle devam ediyor; bir dargın, bir barışık.

Yolun sonunda beni ne bekliyor bilmiyorum.

O ağaçların kaçı kuruyacak, kaçının dalı kırılıp kürek olacak bana? Bulutların rengi griye çalacak mı mesela ya da yeni kuş cıvıltıları saracak mı hayatımı? Sen mesela, ağaç mı olacaksın hayatımda yoksa o bulutlara mı benzeyecek varlığın? Kolunu kanadını kırıp tüm çabalarımda destek mi olacaksın varlığınla ya da o rüzgarın eşlik ettiği bir ezgi olup sakinleştirecek misin beni?

O manzarada nerede olursan ol, şuan yanımda olduğun için teşekkür ederim. Başkalarına saçmalık olarak yansıyacak bu cümleleri içimi bilerek yorumlayabildiğin için, anladığın için, en önemlisi dinlediğin için teşekkür ederim.

Bunca sessizliğin peşinden gelen tiz bir çığlık gibi oldu bu yazı.
Geç oldu.

Güç olmasın…

Önceki Yazı
Belirsizlik

0 Yorum

Yanıtla